LEED VE BREEAM SERTİFİKA DANIŞMANLIĞI

LEED VE BREEAM SERTİFİKA DANIŞMANLIĞI                                                   

LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilmiş yeşil bina derecelendirme sistemlerinden biridir. Uluslararası derecelendirme sistemleri içerisinde dünyada en yaygın olarak kullanılan LEED, bina ve kent ölçeğinde sürdürülebilir tasarım, inşaat ve işletme kriterlerini ortaya koymaktadır. Geleneksel yapılara göre daha sağlıklı, çevreci ve ekonomik olarak tasarruflu binaları tanımlayan bir sistemdir.

USGBC’NİN TARİHÇESİ

USGBC, 20 yılı aşkın bir süre önce, çevreci ve sağlıklı binalar geliştirmek için kurulmuştur. Rick Fedrizzi, David Gottfried ve Mike Italiano, yapı sektöründe sürdürülebilirlik odaklı uygulamaları teşvik etmek amacıyla 1993 yılında USGBC’yi kurarak, yaklaşık 60 firmanın temsilcileri ve gönüllü kişilerden oluşan topluluk ile Nisan ayında Amerikan Mimarlar Enstitüsü toplantı salonunda konseyin ilk kuruluş toplantısını gerçekleştirmişlerdir.

LEED, hastanelerden, veri merkezlerine, tarihi binalardan okullara kadar tüm bina tipleri için uluslararası olarak geliştirilmiş bir yeşil bina derecelendirme sistemidir. Derecelendirmenin 2000 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana, günde yüz binlerce metre kare bina, çevre dostu olarak sertifikalandırılmaktadır.USGBC tarafından 2016 Ekim ayından itibaren zorunlu olarak kayıt yapılan LEED’in en yeni sürümü LEED v4 daha esnek olacak şekilde ve genel kullanıcı deneyimleri göz önünde bulundurularak geliştirilmiştir. LEED v4’ün eski sürümlerine göre çok daha iyi olmasının sebeplerinden bazıları;

Malzemeler: Malzeme içeriğindeki kimyasalların insan sağlığına ve çevre üzerine olan etkisine daha fazla odaklanılmıştır.
Performansa Dayalı Olması: İç mekan çevresel kontrolünde, bina kullanıcıların konforunu artırmak için daha fazla performansa dayalı yaklaşım benimsemiştir.
Akıllı Şebeke (Smart Grid): Talep yanıt programlarına katılacak projeleri ödüllendiren bir kredi ile akıllı şebeke yaklaşımının avantajları ön plana çıkartılmıştır.
Su Verimliliği: Toplam bina suyu kullanımını değerlendirerek su verimliliğinin daha net ortaya çıkması sağlanmıştır.

LEED SERTİFİKA SEVİYELERİ NELERDİR?

LEED sertifikası ile binaların ne kadar enerji verimli, su verimli ve sağlıklı bir yapılar olduğu topladığı puanlarla belirlenmektedir. Bir yapının sertifika alabilmesi için öncelikle minimum gereklilikleri ve zorunlu ön koşulları sağlaması gerekir. Bu şartlar sağlanarak ve en az 40 puan ile Yalın Sertifika’yı almaya hak kazanılır. LEED’in belirlediği krediler sağlandıkça kazanılan puan artar ve sertifika seviyesi yükselir. Maksimum puan ise 110’dur.

Leed Sertifika Seviyeleri

LEED 4 seviyede derecelendirilir. Bunlar;

  • LEED Sertifika (40-49 puan),
  • LEED Gümüş (50-59 puan),
  • LEED Altın (60-79 puan),
  • LEED Platin (80+ puan)

LEED BİNA TİPLERİ NELERDİR?

  • LEED BD+C (Building Design + Construction)

Yeni inşa edilen veya büyük oranda yenileme yapılacak olan binalar için geçerlidir. Bu sertifika tipinin altında bina tipleri alt kategorilere ayrılmış olup, bazı gereklilikler değişiklik göstermektedir. Bu bina tipleri; Yeni Binalar, Çekirdek ve Kabuk, Okullar, Ticari Yapılar, Konaklama, Veri Merkezleri, Depolar ve Dağıtım Merkezleri ve Sağlık Yapılarını içermektedir.

  • LEED O+M (Building Operations and Maintenance)

Mevcut binalar için geliştirilen bu sertifika tipinin amacı, binaların enerji, su, malzeme ve iç mekân kalitesi performanslarını iyileştirerek çevresel etkilerini azaltmaktır. Enerji/Su verimliliği ve iç mekân kalitesinin iyileştirilmesi; ilgili binanın işletme maliyetlerini düşürmekte, sürdürülebilir hedeflerin ve amaçların sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Bu sertifika tipinin altında yine alt kategoriler mevcuttur. Bunlar; Mevcut binalar, Sağlık Yapıları, Veri Merkezleri, Depolar ve Dağıtım Merkezleri, Okullar ve Ticari Yapılardır.

  • LEED ID+C (Interior Design and Construction)

İç mekan fit-out projeler için geçerlidir. Bu sertifika tipinin altındaki alt kategoriler İç Mekan, Sağlık Yapıları ve Ticari İç Mekanlardır.

  • LEED ND (Neighbourhood Development)

Konut kullanımını, konut dışı kullanımları ya da mix projeleri içeren yeni saha geliştirme projeleri ya da kentsel dönüşüm projeleri için geçerlidir. Projeler, geliştirme yapılan alanda tasarım veya inşaat aşamasında olabilir.

  • LEED Homes: Müstakil evler, az katlı (bir ila üç katlı) veya orta yükseklikteki binalar (dört ila altı katlı) için geçerlidir.

 

LEED KATEGORİLERİ NELERDİR?

Bütünleşik Süreç Yönetimi: Ön tasarım aşamasından başlayarak disiplinler arası çalışma ile projenin performans ve maliyet analizlerinin yapılması, ardından hedeflenen yeşil bina stratejilerinin uygulanmasının başından sonuna kadar takip edilmesidir.

Saha Seçimi & Ulaşım: Proje sahasının seçiminden kaynaklanacak olan çevre kirliliğinin önüne geçmek ve proje lokasyonuna ulaşım için salınan karbon miktarını azaltmak.

Sürdürülebilir Araziler: İnşaattan kaynaklanan kirliliğin önlenmesi, tasarımdan önce mevcut saha alanının değerlendirilmesi, habitatın korunması ya da yenilenmesi, açık alanların yaratılması, yağmur sularının yüzeyde birikmesini engelleyip ekosisteme tekrar kazandırmak, ısı adası etkisini azaltmak ve ışık kirliliğini azaltmaktır.

Su Verimliliği: Bina içinde ve dışındaki su tüketimini azaltıp

, alternatif su kaynaklarını kullanarak doğal su kaynaklarını korumak ve su tüketimini ölçerek verimli sistemler konusunda stratejiler belirlemektir.

Malzeme & Kaynaklar: Hammadde kullanımı, atık azaltımı, malzemelerin tekrar kullanımı ve geri dönüşüm sağlanmasıdır.

Enerji & Atmosfer: Temel test ve devreye alma-doğrulama, ileri test ve devreye alma, minimum enerji performansı, enerji performansının optimize edilmesi, yenilenebilir enerji, bina enerji ölçümü, gelişmiş enerji ölçümü, karbon azaltımı gibi konuları kapsar.

İç Mekan Kalitesi: İç mekanda bulunabilecek kanserojenleri azaltmak, iç mekan hava kalitesini sağlamak, bina kullanıcılarına gün ışığı ve manzara sağlamak, iç hava kalitesi, ısıl, aydınlatma, görsel ve akustik konfor sağlamak.

Tasarımda İnovasyon: LEED kredileri kapsamı dışında ama yeşil bina uygulaması olabilecek farklı çalışmaların desteklenmesi amaçlanmıştır.

Bölgesel Öncelik: Proje kaydı yapıldığı anda, USGBC tarafından belirlenmiş yaklaşık 20 kredi başlığından projenin bulunduğu yere göre puan alınabilecek krediler belirlenir.

LEED PROJE SÜRECİ

LEED ÖN DEĞERLENDİRME

LEED çalışmalarının başlatılması için 1 günlük workshop ile projelerin ve sahanın gereklilikleri LEED kredileri baz alınarak, LEED danışmanı, proje ekibi, işveren, yüklenici ve diğer proje paydaşları birlikte incelenmektedir. Bu çalışma; tüm proje paydaşlarının LEED hakkında bilgi edinmesini sağlamakla birlikte aynı zamanda ilgili herkesin sorumlulukları ve başvurulması gereken LEED Sertifika seviyesi tespit edilmektedir. Söz konusu ön değerlendirme çalışmalarının sonuçlanması ile proje USGBC’ ye kaydedilmektedir.

TASARIM

Ön değerlendirmede tespit edilen hedef doğrultusunda gerekliliklerin sağlanması için CORDEL, proje ekibi ile birlikte çalışarak, gerektiğinde daha fazla kredi almak ve enerji tasarrufu sağlamak için süreci olumsuz etkilemeden projelerin (mimari, elektrik, mekanik, altyapı, peyzaj) geliştirilmesi konusunda çalışmalar var. Daha sonra, inceleme ve onay için tasarım kredilerinin belgelenmesidir.

İNŞAAT

Projenin yapım (inşaat) aşaması sırasında LEED danışmanının görevi, yine, inceleme ve onay için USGBC’ ye arz edilebilecek şekilde inşaat LEED kredilerinin tamamlanması konusunda çalışmalarını tamamlamaktır. Ayrıca CORDEL ekibi LEED sertifikasıyla ilgili olarak yüklenicilerin inşaat yönetim firmasının sorularına cevap vererek, gerekli kaynakları sağlamaktadır.

 

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE YEŞİL BİNA SAYISI ARTIYOR MU?

Dünya nüfusu son 60 yılda katlanarak hızla artmış, 1950’de 2,5 milyardan bugün 7 milyara kadar ulaşmıştır. Bu artış, sınırlı olan doğal enerji kaynaklarına karşı olan talebi arttırmış, bu talep doğrultusunda küresel ısınma, biyoçeşitliliğin azalması, su kıtlığı, su miktarının ve kalitesinin azalması, ormansızlaşma, otomobil kullanımından kaynaklanan hava kirliliği ve sağlık problemlerinin artması gibi çevresel problemler ortaya çıkarmıştır. Binalar toplam sera gazı salımlarının yaklaşık %40’ından sorumlu oldukları için sürdürülebilir kalkınmanın başarılabilmesinde inşaat sektörü ve işletme süreçleri ile çok önemli bir rol oynamaktadırlar. Bu sebeple, yapı sektörü için yeşil bina yapımı günümüzde alternatif değil gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

Türkiye, giderek artan kentsel nüfus ile birlikte enerji taleplerine olan talepte de büyük artış gösterdi. Türkiye’nin 2013 2014 yılları arası LEED sertifikalı yıl bazında brüt metrekare (GSM) miktarında yüzde 258 oranında bir artış meydana geldiği görülüyor. Bu, büyük enerji tasarrufu ve olumlu bir çevresel ve ekonomik etki anlamına geliyor, çünkü Türkiye’nin inşaat sektörü ülkenin net elektrik tüketiminin yüzde 42’sini oluşturmaktadır.

ABD Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) 2016 sonu itibari ile ABD dışında en fazla LEED sertifikası sağlamış ilk 10 ülkenin sıralamasında sekizinci sırada yer aldı. İlk 3 ülke sırasıyla Çin, Kanada ve Hindistan oldu.

Türkiye’de toplam 775 LEED’e kayıtlı bina var. Bunun 199’u sertifikalı, 576’sı ise kayıtlı binadan oluşmaktadır. Toplam metrekare ise 22.598.592.

 

LEED SERTİFİKASI ALINACAK YAPIDA İNŞAAT MALİYETLERİ ARTAR MI?

‘Yeşil Bina’ konusu hala Türkiye’de çok az bilinen bir konu. Yatırımcılar, öncelikle maliyetin ne olacağıyla ilgileniyorlar. Oysa sertifika, danışmanlık ücretleri ve bazı simulasyonlar dışında bu işin ek bir maliyeti yok. Bu, sadece bir bilinç işi; yapacağınız işi doğru noktasından yakalamanız yeterli. Örneğin malzeme seçimini, estetiğin ve sağlamlığın yanında insan sağlığına etkilerini de değerlendirerek yapmak gibi. Yeşil binalar her şeyden önce, tasarım ve inşaat sürecinde ilgili tüm kişilerin, partnerlerin bilgi düzeylerinin ciddi biçimde artmasına, daha bilinçli tasarım yapmalarına ve daha bilinçli bir satın almaya yardımcı oluyor. Piyasa kabulleri belirleyici olduğu için bu konuda ne kadar çok talep gelirse, yatırımcılar da o kadar ilgili olacaklardır; yeşil bina sayısı da o kadar artacaktır. LEED Altın seviyesine kadar eser miktarda artan ek inşaat maliyeti, yatırımcının en üst seviyede yani LEED Platin seviyesinde sertifika alma talebinde yapılacak olan yenilenebilir enerji ve diğer inovatif sistemler kapsamında değişmektedir.

Bunun yanı sıra sertifikanın projeye katacağı değer ve verimlilik açısından kazandıracağı ekonomik tasarruf düşünüldüğünde başta ödenen ek maliyet oldukça önemini yitirmektedir.

BİNA SAHİPLERİNİN LEED MEVCUT BİNALAR SERTİFİKASINA ADAY OLMADAN ÖNCE BİLMELERİ GEREKENLER NELERDİR?

Öncelikle bina sahibi, işletme, bakım, temizlik, satın alma, satış ve kiralama yöneticileri bir ekip olarak çalışmalıdır. Bu ekibe ilave olarak deneyimli bir LEED danışman firmanın sürece dahil olması gerekir. Danışman firmada birçok farklı disiplindeki LEED uzmanları bulunması sürecin efektif bir şekilde yürütülebilmesi için çok önemlidir.

Genellikle LEED sertifikasına aday olmaktaki birinci amaç işletme ve bakım maliyetlerini azaltmak olduğundan test ve devreye alma ile enerji etüdü konuları çok önemlidir. Test ve devreye alma ile enerji etüdü konularında uzman bir ekip binada incelemeler yapmalıdır ve bu incelemeler sonucunda yapılması gereken uygulamaları yaşam döngüsü analizi çerçevesinde bir rapor olarak proje ekibine sunulmalıdır. Bina sahibi yaptırdığı uygun bir test ve devreye alma prosesi ile ortalama 2 yıl içerisinde yatırım maliyetini geri alabilmektedir.

Bu çalışmaların bina sahibine ek maliyet getireceği düşüncesi yanlıştır. Sürdürülebilirlik çalışmaları yapıldığında bina işletme ve bakım maliyetleri azaldığında, satış ve kiralama fiyatları da yükseldiğinde finansal geri dönüş kısa zamanda sağlanmış olacaktır.

 

YEŞİL BİNALARDA MÜHENDİSLİK YAKLAŞIMI NASIL OLMALIDIR?

Mühendislik yaklaşımının temellerini, enerji ve su tasarrufu, yüksek iç mekan kalitesi ve üretim/tüketim verilerinin tam olarak denetim altında tutulması oluşturmaktadır. Elektromekanik sistemler, güneşten yararlanma ve iklimsel veriler değerlendirilerek, enerji ve gün ışığı modelleme sonuçlarına göre tasarlanmış en yüksek verimde bileşenlerden oluşmaktadır. Tasarımda, bina ve aydınlatma otomasyonu ile sistemlerin maksimum verimde çalıştırılması ve yüksek iç mekan kalitesi ile bina kullanıcılarının memnuniyeti hedeflenmelidir.

 

YEŞİL BİNALARDA AYDINLATMA TASARIMI YAKLAŞIMI NASIL OLMALIDIR?

Yapının mimari unsurlarının önüne geçmeyen ve fonksiyonelliğiyle ön plana çıkan iç mekan aydınlatma tasarımında yüksek düzeyde enerji verimliliği ve iç mekan konforu hedeflenmelidir.

Yeşil Bina Uygulamalarında önemli uygulamalar nelerdir?

  • Duvarlar ve Çatı: Bir binanın işletim sırasında karbon ayak izini azaltmak için genellikle ısı yalıtımı için kullanılan malzeme artırılır. Bu da beraberinde gömülü karbon ayak izinin artışına sebep olur. Bununla birlikte yalıtım masrafına yapılan baştaki bu yatırım doğru tasarım ve uygulama ile kendini çok kısa sürede geri ödemektedir.
  • Cam ve Doğrama: Sürdürülebilir binalarda cam seçimi enerji verimliği açısından en önemli kriterlerden biridir. Camların ısı iletim değeri ve gölgelendirme katsayısı değerleri ısıtma ve soğutma yükleri açısından büyük önem taşımaktadır. Tasarım aşamasında karar verilen %41 cam duvar oranı bu durumu binadaki en önemli kriterlerden biri haline getirmiştir. Bu kapsamda yeşil binalarda genellikle gelişmiş argon gazı içerikli ikili veya üçlü cam tercih edilmektedir.
  • Su Verimliliği: Su tasarruflu bataryalar, çift kademeli klozet rezervuarları ve susuz pisuar kullanılarak bina genelindeki su kullanımı azaltılmalıdır. Bununla birlikte, gri su artıma sistemi sürdürülebilir binalarda, suyun geri kullanımı açısından önemli yere sahip yeşil stratejilerden biridir. Lavabo ve duşlardan toplanan su, biyolojik arıtma sonrasında rezervuarlar, peyzaj sulama, çamaşır ve araç yıkama gibi alanlarda kullanılabilir.
  • Yeşil Alanlar ve Biyoçeşitlilik: Biyoçeşitlilik sürdürülebilir binaların önemli özelliklerinden biridir; sosyal, ekonomik ve çevresel yararları bir araya getirir.
  • Malzeme Seçimi: Sürdürülebilir binalarda malzeme seçimi yapılırken üretimden kaynaklı çevre etkisi, iç mekan hava kalitesi, hızlı yenilenebilir, yerel malzeme olması gibi bir çok nitelik göz önüne alınır. Aynı zamanda projede kullanılan ahşap malzemelerin sertifikalı olmasına dikkat edilmelidir. Sorumsuz ormancılığın; orman tahribatı, ekolojik dengenin kaybı ve toprak erozyonu gibi negatif çevresel etkileri vardır.
  • İç hava Kalitesi: Zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz iç mekânlardaki hava kalitesi insan sağlığı, konforu ve verimliliği açısından çok önemlidir. İç mekanda kullanılan malzemelerin dışarıya vermiş olduğu kimyasal uçucu organik bileşikler (VOC) oda sıcaklığında buharlaşarak kolaylıkla havaya karışır. Bu kimyasallar karbon bazlı olup inşaat süresinde çalışanlara ve bina kullanıcılarına aynı zamanda çevreye zarar verirler. Bu kapsamda iç hava kalitesini yükseltebilmek amacıyla binada düşük VOC içeren ekolojik malzemeler seçilmelidir.
  • Ulaşım: Ulaşımdan kaynaklanan sera gazı emisyonları büyük ölçüde iklim değişikliğine ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Bununla birlikte özellikle kişisel araç kullanımı, insan hayatını olumsuz yönde etkileyen çevresel problemlerde büyük rol oynamaktadır. Alternatif yakıt ve düşük emisyonlu araçlar, ulaşımdan kaynaklanan çevresel etkileri büyük oranda azaltma olanağı sunar.

 

 

 Kaynaklar;

http://www.usgbc.org

https://www.gbci.org/

https://en.wikipedia.org